18 Kasım 2011 Cuma

Uçmakdere-TEKİRDAĞ 25/06/2011

Anlık spontane kalkgidelim Karakaçan tadında bir gezi oldu. Aslında çok da raporluk bir gezi bile değil ama Uçmakdere hakkında bir fikir vermesi açısından birkaç fotoğrafım var paylaşmadan olmaz 

Dün izinliydim. Daha doğrusu check-up yaptırdım turp gibi çıktım. Sanırım o yüzden sıkılıyorum dedim ve erken biten check-up ın ardından evde koltuğuma uzanmış uyusam mı miss gibi diye aklımdan geçirirken lan günü mundar etme kaldır mabadını at kendini biryerlere diye geçirdim içimden.

İşte tam o esnada Trakya Moto Team grubumuzdan Hayati abi aradı , kendisine bir çanta sipariş etmiştik onun havalesini yapmış , tamam abi ilgilenirim dedim kapadım telefonu. Sonra yine açtım telefonu (bana yazdı ama olsun  ) 

-Abii Uçmakdere'ye gidelim mi?
-Uçmakdere mi? Uzak değilmi orası?
-Bilmem ki abi?
-Tekirdağ'a gidelim çay içelim?
-Olur abi , oraya varınca sıkarsa maçamız devam ederiz?
-Hee öyle yapalım.
-Gökhan'ı da arayayım ben , müsaitse buluşuruz onunla da 

20dk sonra bizim evin önünde buluşmak üzere anlaştık. Yeni aldığım depoüstü çantaya fotoğraf makinesinide attım , hem çantayı denemiş olurum dedim. Aşağı inip çantayı bağladım. Hazırlıklarımı tamamlamıştım ki Hayati Abi geldi. O montunu eldivenini giyene kadar ayaküstü biraz muhabbet ederken bende bir cigara tellendireyim dedim.

Hayati abi Milli Emlak bilmemneyinden emekli , Çorlu ve civarını iyi biliyor. Aga ara yollardan gidebiliyor muyuz dedim. Rınrınrın ana yoldan gitmeyelim , tezek koklayarak , hoplaya zıplaya köy yollarından gidelim dedim. Olur direk Tekirdağ içine çıkarız dedi ve teker döndü.

Böyle turdur , gezidir pek tecrübem olmadığı için , ruhumda belgeselcilikte olmayınca bu kısımlarda hiç fotoğrafımız yok.
İlk fotoğrafı bir tepeyi aşıp Tekirdağ'ı görünce çektim ;





Tamam kabul ediyorum kötü bir kadraj ama çok sıcaktı yahu 









Ahanda pek Enduroist Karakaçan yanıyooor 





Hayati BEDER abim 





Bu da bildiğin Papatya işte ;





Yola çıkmadan önce Gökhan'la konuşup oraya vardığımızda araşırız demiştik. Tekirdağ sahildeki bir çay bahçesine kurulup Gökhan da gelince çaylarımızı yudumlamaya başladık.





Hadi dedim Uçmakdere'ye gidelim.
Gökhan hemen yan çizdi , aaa , eee ,ooo ,hımm,eee 
Anlık gelişen bir olay olduğu için Gökhan'ın planlarını bozmamak adına çok ısrarcı olmadım tabi  Hayati abi Gökhana baktı ne kadar yol dedi...

-38km abi
-Nası gidiyoruz?
-Dümdüz gidiyon işte abi. Aaa yok bi kaç yerden sapıyon.(bana doğru dönerek) Sen gittin mi hiç abi?
-Yaa gittim ama ben eve dönüş yolunu bile zor bulurum , hatırlamıyorum ki zaten o zamanda ormanda kaybolmuştum 
 hehuhe nası kayboldun abi yaa  Dur ya bende geleyim sizinle 
-Yok olm sen bozma planını , tarif et sen gider geliriz biz.
 tamam abi , bak Kumbağ girişinden Naip köyüne sağa sapacan. Tuğla fabrikaları falan var sağlı sollu , sonra Mermer köyü , sonra Yeniköy , sonra Uçmakdere...
-Hah tamam kolaymış ya , ben o Naip tabelasını kaçırıyorum hep  Hadi o zaman kalkalım.
-Kavşağa kadar bende geliyorum abi.
-oke


----------------------------------------------------------------------------------------------


Kavşakta Gökhan'dan ayrıldıktan sonra rahat bir sürüşle Barbaros sırtlarına kadar geldik manzara güzel olunca birkaç fotoğraf için durduk. Yalnız şunu farkettim fotoğraf manzarayı hiiiç yansıtamıyor , gezmek görmek lazım memleketi vallahi.






Yol üstünde bir yerlerden geçtik seriin ve yeşiil , missss....







Ve sonunda Uçmakdere...












Aşağı iniş yolu aynen bu şekilde , yeni yapmışlar. Ölümcül bir kışkırtıcılığı var , virajların büyüsüne kapılmamak elde değil.



Enduro motora binmiş alaman gavurları geçti yanımızdan tortortor , selam verdik , hoşgeldiniz cennet memleketimize , gezin görün , yiyin için , alın verin ekonomiye canverin , yaveş gidin , terli terli su içmeyin dedik.
 Duymadılar tabi tortortor devam ettiler 




Sonunda uçmadan dereye indik , bolca taş mevcut  Kamp sabahları erken kalkmak zorunda değilsiniz bu sebebten ötürü.
Fotoğrafta aşağı inen yolu seçebilirsiniz , seçemezseniz de o sizin seçiminiz.



Bazı zamanlarda te o tepeden aşağı atlayan insanlar var , homoadrenalinus adı verilen bu tür bildiğimiz saphiensin evrimleşmiş hali , tembel dağcı ırkından türediği de rivayetler arasında bu ırkın...Yamaç paraşütü diyorlar yaptıkları şeye pehh... 






Erken erken dönelim , dönerkende Muratlı üzerinden dönerek Hayati abimin köydeki bağ evine uğrayalım dedik. Ne gereği varsa Uçmakdere'den Balabanlı'daki bağ evine hiç durmadan yol aldık , bir dur soluklan bi cigara iç yolda dii mi ama  

------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Kendi evindeki eriklere kendi duvarından atlayıp dalan ender insanlardan biridir Hayati abim  Anahtarı Çorlu'da unutmuş 






Karakaçan 





11 yıllık bir bahçe , ben çok beğendim 







Pek sebzedir , meyvedir aram yok , zorla erik yedirdi bana. Anam anam anam ne güzelmiş bu mahsul yahu , sıfır ilaç , sıfır kimyasal. Tamamen bok takviyeli , güvercin boku  
O gübre diyor ama bok işte bildiğin kuşboku 







Ağacın cevizleri  delikanlı ağaçmış 




İhlamurlar altında 





ve bağ evinin çatısından , bahçesiyle gurur duyan adam pozuyla bu gezintimiz de son buluyor ;






Bu çalınmış zamanımda , bana eşlik ederek çay paralarını ödeyen , zorla 10 kilo erik yoldurup bu harika lezzeti keşfetmemi , eşimle paylaşmamı sağlayan , hazırkıta yol arkadaşım Hayati BEDER abime çok teşekkür ederim.


Uçmakdere arkadaşlarla gidip , güzel yol alınabilinecek , kamp atılıp denize girilebilinecek bir yer. Merak edip gelirseniz yine gideriz 

Canlar Makina , Canlar A.Ş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder