18 Kasım 2011 Cuma

Bahtsız bedevi gibi hissetmemek için EĞİTİM şart.

Sene Bindokuzyüzdoksanbilmemkaç aynı okulda yatılı okuduğumuz yakın bir köyden bir arkadaşımın babası o zamanlar sahip olabileceğimiz en uç makinalardan biri olan MZ 301 motosiklet satın almış. 

Bende uzun süredir davetli olduğum arkadaşımı köyünde ziyaret edip ballandıra ballandıra anlattığı köy ortamını görebilmek , birkaç gün misafiri olup iyi vakit geçirmek ve MZ301 denen makine-i şahaneyi yakından görmek üzere yaz tatilinden birkaç günümü bu köye ayırdım.

Köy dediysem büyükçe bir Trakya köyü hatta geçmiş zaman tam emin değilim ama belde bile olabilir , olsa yeridir hani.

Misafirliğim boyunca altımızda motor her gece bir başka köy düğününde yedik içtik eğlendik , keyifli zamanlar çabuk bitti veda zamanı geldi.

Köyden bizim ilçeye günde 2 minibüs kalkıyordu , oysa arkadaşımın köyünün bağlı olduğu ilçeden bizim ilçeye 15dk da bir araç vardı eh zaten köyle onların ilçe arası 8-10km gel seni ilçeye bırakayım oradan biner gidersin dedi .

Atladık motora onların ilçeye geldik , karnımız kazındı 2 yudum bişiiler yedik , yahu dedi bu kadar yol geldik sizin oraya ne kaldı ki basalım gidelim , motorla götüreyim seni.

Haydi o zaman gidelim.

Yaz sıcağında püfür püfür motosiklet üzerinde , ayçiçeği tarlaları arasında harika bir yolculukla Uzunköprü’ye geldik.

Rahmetli babamın bakkal dükkanına uğrayarak iki kola ve Ercü'ye dönüş için benzin parası aldıktan sonra , dur dedim ben de seninle geleyim çıkışa kadar yolcu edeyim seni dedim atladım arkasına.

O zaman geç sen sür çıkışa kadar,bütün hafta dibin düştü motora bakarken dedi.

Anaaam 

Bi sevindim sormayın. 

Şimdiye kadar hiç bu kadar büyük bir alet kullanmamıştım , artçıyken çekişi hissedebiliyordum ama kullanması kimbilir nasıl zevkli olacaktı , kısa bir mesafede olsa.

Atladık motora , bizim bakkalın önünden U dönüşü yapıp gitmek varken yolu biraz uzatıp tadını çıkarmak için düz devam ettim , verdim gazı 1-2-3-4-5. Hafif bir rampaya sarmak üzereyiz aklımın köşesinden 2 kişi 5inci vites acaba yığılırmı motor diye geçirirken Ercü ;
-Yürüsene be oğlum mobilet bile geçecek bizi deyince ben, vites düşüreyim rahatlasın motor hemde birden hızlanırım diye çatçat 2 vites birden düşürdüm , gaza asılıp debriyajı salmamla o koca motor HÜLEEAAAAAAYYYYYNN diye bi dikildi önümde zebellah gibi , kapkara koca bir izbandut , Ercü 2 metre arkamda kıç üstü yerde , ben direksiyonu bırakmıyorum ama askıda kaldım motor benden uzun önümde dikik , çamurluk sürtüyor sesini duyuyorum , ayaklarım yere basmadığı için gidonu bırakamıyorum askıdayım , haliyle gazıda bırakamıyorum o halde gidiyoruz mortorla. Neden sonra dengesi bozuldu , sola meyletti ön teker yere yaklaşırken ayaklarım yere değdi kendimi toparladım ama elalemin motoru , motoru bırakmıyorum gaz kökte. Motor sola yattı , ben gidondan tutmuş öne eğilmiş vaziyetteyim ama şoktayım gaz kesmeyi akıl edemiyorum , bir yandan motoru kaldırmaya çalışıyıorum arka lastik yere değdikçe motor dönüyor , spin atıyor, bende dönüyorum . Gidonu bıraksam , iyice yana yatacak hem lastik yerden kesilecek motor dönmeyecek hemde stop edecek belkide ama emanet motor bırakmıyorum  

Nasıl oldu hatırlamıyorum durduk. Ercü geldi ;
-Lan manyak mısın oğlum naaptın öyle dedi.
-Eee şey ben vites düşüreyim , bayır ya , hızlı çıksın dediydim.
-Ulan 4 ten 2 e çakılır mı öyle , niye açtın gazı o kadar?
-Eeee bayır ya tıkanmasın… 4 te miydim ben 
-Minsk mi lan bu , babam sı…cak aaazıma…
--Eee sen bas dedin ama 
-Bas dedim dik mi dedim motoru sana , hahaha yamuldu lan alet öldürecek peder beni. 

Arka sac çamurluk yamulmuş , vites çubuğu yamuk , sol ayna yok tuttuk tamircini yolunu. 

Usta çamurluğu düzeltti , o zamanlar sprey boya falan yok aldık yarım kilo yağlı boya azcık sürdük çamurlandıktan sonra anlaşılmaz zaten dedik. 

Vites çubuğunu falan düzelttirdik , mamafih Uzunköprü’de (bizim ilçede) MZ aynası yok , Keşan’da vardır dedi usta.

Eyvah….

Kısa bir fikir teatisinden sonra Keşan’a gidip ayna almaya karar verdik. 

Eş dosttan biraz borç para toparladık , biraz benzin aldık gazladık 40km ilerideki Keşan ilçesine. 
Acele etmemiz lazım zira arkadaş evden (Küplü'den) beni 10km ötedeki Meriç’e minibüslere bırakmaya diye çıktı.Hem Küplü’den Uzunköprü’ye 30-40km yol geldik hem Uzunköprü’de bir hayli oyalandık.Hemde üsütne üstlük Keşan'a gidip gelecektik.

Neyse efendim sağsalim Keşan’a geldik aynamızı aldık , gelmişken yarım ekmekte kokorecimizi yedik (ki o zamanlar pek harikaydı Keşan’ın kokoreci) , benzinimizi aldık yola çıktık. 

Yine ben kullanıyorum , Keşan-Çanakkale yolunda sağ taraftaki mıcırın üzerinde bir yandan sigaralarımızı içiyoruz tıngır mıngır gidiyoruz.

Ben bitirdim dedi Ercü , attı sigarayı , bende son fırtımı çektim salladım sigarayı hadi dedim , aynaya baktım çıktım asfalta asıldım gaza vuuuıııınnnn-vııııııın- vıııınn-vıııııııı... 

 Aha bi baktım aganın biri atladı yola karşıya koşuyo ,aga beni gördü ben agayı gördüm , sağa yatırdım motoru. 

Aga da geçemeyecek karşıya ona çarpıcam sandı , iki elinde poşetler kaldırdı kollarını başladı geri kaçmaya. 

Amca naapıyon laan ,  kaldırdım , sola yatırdım motoru amca geri döndü diye , ama hala gazı veriyom amca geri kaçınca bende boş olan sol şeridi işgal edip geçerim dedim. 

Amca geri kaçarken anca benim sağa yatırdığımı fark edip , ben sola yatırınca yine karşıya geçmeye çalışmaz mı ,  bi sağ bi sol , bi sağ bi sol, amca bi ileri bi geri… frenle karışık orta çizginin üzerinde çotaaannnk diye amcayla bi buluştum. 


Bi an amcayı iki elinde poşetlerle çarmığa gerilmiş Hz.İsa gibi havada asılı gördüm ardından omuzlarıma başıma bir ağırlık çöktü kafam önüme düştü kafamı yavaşça kaldırdım baktım Ercü motorun önünde yüzü bana dönük kıç üstü oturmuş ananı ananı bişiiler demeye çalışıyor , her taraf cam içinde , amca 3-4metre ileride sürünerek kasketine uzanmaya çalışıyor , amcanın ayakkabilar benim ayağımın altında , poşetlerde domates varmış heryer domatis ve ben hala motorun üzerindeyim.

Trafik durdu ehliyet yok , ruhsat yok. Ercü şokta ;
-aaaaa—aaaaa devam et, devam et. bekleme yapma diyor duran araçlara , dinlemeyen olursa kaputu tokatlıyor . Hay alllaam nooldu ya , amca naaptın sen yaa…  

Motoru ayağa aldım amca hala kaskete sürünüyor , amca var mı bişeyin dedim , baktı …. 

-abe vurdun ya..? dedi 
-amca atladın önüme şaşırdım bee
-uffff
-amca var mı bişeyin , kırık çıkık?
-ufff yok yok başım galgıyo acık

--aaaaa-aaaaa bekleme yapma , bekleme yapma devam et aaaaa
-Ercü iyi misin 
--aaaaa yok bişii ananı…xxxx aaaa devam et aa devam et..

-hay yedi kafayı , amca dur kenara taşiiim seni...

Kucakladım amcayı yol kenarındaki direklerden birine dayadım.( o zamanlar yol kenarındaki reflektif direkler beton) 
Kasketi , ayakkabılarını aldım Ercüü domatesleri topla dememle kafaya domatesi yemem bir oldu ;
-aaaa domatezini sk….m aaa durma lan devam et
-amca bişeyin var mı hastaneye gidelim.
-yok be kızanım korktum
-valla amca gidelim bak , sonra çıkmasın bişii
-yok yok iyiyim su vaa mı?
-kola var amca.
-suvuk mu?
-soğuk soğuk
-oohhh
-iyimisin amca …
- ha gidin siz yok bişii , kola kalsın mı?
-kalsın amca , al bu da domaes parası
-istemes salçalıktı onlar
-amca toplanmaz onlar çarpar biri yine al sen şunu git eve. Yarın alırsın yine , hadi eyvalla
-yaveş gidin 
-amca be bi gitseydik hastaneye falan he?
-hadeeeee yok evladım bişii anlamadım ben zaten
-bende anlamadım amca , hadi kal sağlıcakla…

Ercü 20 yıllık trafikçi gibi trafiği kontrol altına almış fazla oyalananın kaputunu tokatlıyor bekleme yapma diye avazı çıktığı kadar bağrıyordu. Bindim çalıştırdım motoru atla dedim , 40km boyunca hiç konuşmadık. Uzunköprü’ye vardığımızda durdum , indik bi köşeye oturduk sigara tuttum , yaktık Ercü’yle.

Motora baktım far kırılmış , takometreler sallanıyor ayçiçeği gibi.
-Noolcak ? dedim.
-Bakıcaaz bi ara geç kaldım dedi. Vedalaştık, - yavaş git gözünü seveyim dikkatli ol dedim. –Tmm diye mırıldandı uzadı…


Akşam serinini 40km boyunca çıplak vucuduma yemiştim ve tirtir titriyordum , yavaş yavaş eve doğru yürümeye başladım. Hızlı motormuş ...

Amma ve lakin gün daha bitmemişti.....

Canlar Makina , Canlar A.Ş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder